Tülay Çellek
  Mavi bir günaydın yolluyorum sabahına
Yüreğimin sıcaklığını da gününe...
 Sending a blue ‘bonjour’ to your morning,
And the warmth of my heart to your day…
 Tülay ÇELLEK


Ana Sayfa
Yazılar
Şiirler
Poems
Söyleşiler
Tül'den Yansımalar
Resimler
Art
Fotoğraflar
Photograph
Karikatür / Çizimler
Cartoon / Drawings
Tasarım
Design
Tipleme
Character
Barış
Peace
Gerze
Ders Notları
Lesson Notes
Özgeçmiş
Autobiography/cv
Belgeler
Duyurular
Değiniler
İletişim
Contact

Yayın Tarihi: 11.12.2007  

EĞİTİMDE YARATICILIĞIN YAŞAMI <BR>BURSA UÜ MYO ÖĞRENCİ KONGRESİ İÇİN BİLDİRİ


EĞİTİMDE YARATICILIĞIN YAŞAMI
BURSA UÜ MYO ÖĞRENCİ KONGRESİ İÇİN BİLDİRİ



EĞİTİMDE YARATICILIĞIN YAŞAMI
BURSA UÜ MYO ÖĞRENCİ KONGRESİ İÇİN BİLDİRİ



Öğr. Gör. Tülay ÇELLEK
Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi

Herkes görür, bilir ama ancak düşleri olan yaratır ve tasarımlar.

Yaratıcılık; bilim, sanat ve yaşamın her alanındadır…

Ve bireysel farklılıklar çerçevesinde herkes yaratıcıdır…
Hayalleri varsa tabii…


Gencin, öğrencinin eğitimi boyunca edindiği bilgilerden ve deneyimlerden yola çıkıp, bireysel farklılıklar çerçevesinde hiç kimsenin düşünmediği biçimde ( alana dair – yaşama dair ) ilişkilendirmeler yaparak yaratımlarını gerçekleştirmesi eğitim yöntemlerinin ana parçası olmalıdır… Bunun için öncelikle dersin yaşama, yaşamın da derse taşınması gerekir…

Bilgiler kendini ifade etmek için kullanılamıyorsa, yeni ve farklı ilişkilendirmeler için de kullanılamaz. Bunun hayat bulması, eğitim yöntemlerinin değişmesi ve iletişimle mümkündür… İşte burada yaratıcılığın yaşamı başlar...

Vize1 den;

Başkaları yok; seni izleyen, sürekli açık vermeni bekleyen, eleştiren, kendi doğrularını kabul ettirmek isteyen…

Kısa filmler çekerim; başrolde ben. Bir kuş gibi uçarım gökyüzünde.

Tahta boyamayı severim… Ben önce onu düşüncemde - düşümde boyarım… Anımsarım ve alırım elime fırçamı çalmaya başlarım şarkımı… Abartıp, saçmalarım çoğu kez. Bu yüzden kimsenin beni izlemesini istemem. Bozar yeniden boyarım. Ama bilirim ki sonunda güzel olacak. Kesin küçük bozukluklar olur; bazılarının defo dediği. Ben buna katılmıyorum, Küçük kusurlar bunlar, kapatılmaması gereken. Hani insanlar küçük kusurlarını kapatmaya, saklamaya çalışırlar ve benliklerinden uzaklaşırlar… Yaptığım her küçük hata onu mükemmel yapar benim gözümde, kutunun ruhu meydana çıkmış olur. El emeğimle şekillenir ruhu ve onu sıradan olmaktan kurtarır… Boyarken düşünürüm… Bana ait olsun, beni anlatsın herkese…

… Bir kıpırtı beklerim suda, havada, içimde…

… ne varsa bunca zamanın biriktirdiği, dökmeye başlarım birer birer hüzünlerimi, sevinçlerimi.

… Sevinçle uyanırım bu sabah ve yeni başlayan her şeye. Sonra yine hayal ve yeniden…

AÜ. / Grafik Tasarım 1- İnşaat Fakültesi…

“Eğitimde yaratıcılık”
konusunu anlatabilmek için, bir öğrencimin özellikle mekanı serbest olan, istediği zeminde yazabileceği, atölye-anfide gerçekleşen vize süresini çok aşan bir zaman diliminde yazılan ve bu yaşlardaki yaratıcı duruşlarını; kendilerini sorgulayarak hayalleri, düşleri, projeleri, denemeleri, öyküleri, şiirleri içinde anlatılan vizeyi örnek aldım. Bir öğrencimin gözünden yaratıcılığa bakmaya çalıştım.

Öğrenciyi izlemenin onda bıraktığı etkiyi empatik bir şekilde düşünmek önemlidir, kişiliğinin serpilip gelişmesi yaratımlarla bezenmesi ya da kalıplara sokulup köreltilmesi açısından…

Öğrenci başrolde – merkezde olmayı ve özgürce yaşamayı tercih ediyor, haklı olarak. Özellikle de yaşı gereği… Bu istemin dersin dışına bırakılması gerekmez. Yaratıcılık özgürlük ister. Ve yaratıcılık disiplinli çalışma ister. İkisinin ne şekilde, ne bicimde yaşama – eğitime geçtiği önemlidir.

Akademisyenlerin kendilerini merkeze alması ve özgürlüğü kısıtlaması, öğrencinin yaratıcılığını engeller. Derste rahatlığın sağlanması, özgürce konuşmanın - saçmalamanın serbest bırakılması, kusurlarla, yanlışlarla, eksiklerle alay edilmemesi, heyecanların yaşam bulmasına olanak tanınması, hayata beklenen kıpırtıların salıverilmesi, yaratıcı eğitim ortamının gerçekleştirilmesi demektir.

Öğrencim, eğitimde yaratıcılığın istemi ve buna uygun bir ortamın yaratılmasını öykü dilinde çok güzel anlatmış.

Bize yaratıcılığı destekleyen rahat bir ortam, bir cevre ile kitaplar ve teknolojik donanımı sağlamak kalıyor.

*** *** ***

Eğitimde yaratıcılığın yaşam bulabilmesi için öncelikle öğrencinin merkeze alınması gerekir. Öğrenci temelli – odaklı bir eğitim, çağdaş olabilir ancak. Bunun için bireysel eğitim gereklidir. Bu nedenle sınıflarda öğrenci sayısı az tutulmalıdır… Akademisyen öğreten değil, öğrenciyle birlikte öğrenen olmalı ve öğrencinin deneyimlerine önem vermelidir.

Çağdaş eğitimde öğrencinin kişiliği, yaratıcılığı, niteliği ön plandadır.
Bu sebeple eğitimci - akademisyen aktif, öğrenci pasif konumda olmamalıdır. Böylece sınıfta – atölyede – laboratuvarda bulunan öğrenciler bir tek kişiliğe, öğretim elamanının yapısına dönüşerek, onun öğreticiliğinde verilen bilgileri ezberleyerek değil, kendi kişilikleri doğrultusunda yaratıcılıklarını geliştirebilirler.

Öğretim elamanının kalıbında-kişiliğinde bilgi yinelemesi yerine, araştırmacı kişilikler ortaya çıkmalıdır. Bunun için eğitimde yapacağımız, öğrenci arkadaşlarımıza güvenmek ve onlara fırsat tanımak olmalıdır. Bir akademisyenin alanı-dalı ne olursa olsun ayrıca felsefe ve psikoloji ile ilgilenmeli, çağdaş eğitim yöntemlerini takip etmeli ve mutlaka yaratıcılık konusunda araştırma yapmalı, öğrencilere de bunları önermelidir.

Bu nedenle kongreyi gerçekleştirenleri ve emeği geçen herkesi kutluyorum.
Geleceğe kalmak, gelişmişlik, yaşama anlam katmak, değişime katkı vermek; eğitimde öğrenciye değer verip, yaratıcılığının ortaya çıkmasına olanak tanımakla gerçekleşir. Bunlar akademisyenin önceliği olmalıdır.
Dersimi seçen bir öğrencimin annesi, “çocuğunun çok sessiz olduğunu, ders için bunun sorun yaratabileceğini,” söylemişti. Öğrenci dersimi seçti. Derse en iyi katkı verenlerden biri oldu. Annesine bunu söylediğimde, “demek ki onu çok rahatlatmışsınız,” karşılığını oldu.

Sınıflardaki duvarlar değil, yaratılan ortamlar önemlidir. Bir öğrencim atölyede ders esnasında, “sanki yemyeşil bir kırın, bir ormanın ortasında oturuyorum,” demişti. Böyle öğrenci yaratır. Kendisine değer verilen genç bedeninin, beyninin, yüreğinin ayırımına ve özgürlüğün tadına varır.

Hiçbir zaman eğitim, sınıfın dört duvarı içine hapsedilemez. Gözlem zenginliği gereklidir. Duvarları ve ülke sınırlarını aşmak önemlidir. Nasıl insandaki üzülmek, korkmak, kızgınlık, sevinmek gibi bazı duygular tüm dünyada aynı ise sanat ve bilim de evrenseldir. O zaman her yere uzanmak, başka kültürlerle kendi kimliğimizi yok etmeden zenginleşmek gerekir.

Ezberleterek zaman yitirmediğini sanan eğitim sisteminin öğrencileri, velileri ve ülkeler bir yaşam kaybediyorlar. O zaman önümüze konan bilgi yinelemesi yerine, bilginin fikre dönüştürülmesi, çoğaltılması ve yaratımlarda, farklı ilişkilendirmelerde kullanılması gerekir. Buna ayrılacak süreç ise bir insanın kurtarılması, bir ulusun gelişmesi demektir. Alışılmışın, bilinenin dışında, farklı, yeni, özgün yollardan problem çözmektir eğitimin, ülkemizin, dünyanın geleceğine, dönüşümüne, anlamına yatırım yapmak.

Yaratıcılık dünyayı, ondan önce kendimizi değiştirme etkinliğidir.
Sanatsal, bilimsel, yaşamsal yaratma; değiştirme sürecinde iç yaşantının dışa vurumudur. Buna katkı veren deneyimler, entelektüel bilgi, duyarlılık, sezgi, algılamadır… Böylece bilgi yeniden üretilirken yaratılır. Rüyalar, düşler, hayal gücü, merak, espri, yaratıcı düşünsellik, dikkat, yargılama, ayrıştırma, birleştirme sonucu oluşturulan eylemlerle hedefe farklı yollardan ulaşmadır yaratıcılık. Var olanlar, kuramlar, bilgiler, olaylar, bicimler farklı bir bakış açısıyla yeniden ele alınır. Gidilen yol orijinaldir. Varılan sonuç özgündür. Bu duyarlılık yolunun, yaratım sürecinin sonucunda yenilik ve farklılık vardır.

Ayrıca çalışmak, gözlem, araştırma, bilgi, özgür, özerk davranma, karar verme yetisi, anlama, başarma, kendini gerçekleştirme, paylaşım, eleştirel yaklaşım, değerlendirme, orijinallik, farklı ilişkilendirme, fark ederek yaşamak, duyarlılık, ıraksak ve soyut düşünmek, çok yönlü bakış, çoğulluk; görsel - sözel - sessel – devinimselliktir, yaratıcılığı doğuran ve geliştiren. Mizah, espritüellik, sınırları zorlama, sevme - tutku, kendine güven, beklentilerin gerçekleştirilmesi, yetilerin ortaya konması, kanıtlama için caba sarf edilmesi gerekir, yaratıcı olmak için. Paylaşımcı, yetkin eğitimcilerle ve farklı alanlardaki kişilerle bir arada olarak onlardan yararlanmak, enerjinin doğru kanalize edilmesi, yoğunlaşma, saptamalar yapma, problem yaratma ve çözüm yolları arama, not alma ( görsel – yazısal – çizgisel ) gerektirir yaratıcılık. Sorumluluk, esneklik, çözüm çeşitliliği içinde yaşamak, temel sorunlarla ilgilenmek, ayrıntıcı olmak, enerjik olmak, yüksek üretim ve yaratım gücüne sahip olmak, kuşku duymak, çok yönlülük, estetiksel ve eleştirel nitelik göstermek, coşkulu olmak, okumak, dikkat, duyarlılık, seçicilik, soru sorma, yeni alanlar yaratmaktır yaratıcılığın koşulları...

Yaratıcılığın boyutu farklıdır, tıpkı yaratı alanlarının da farklı olması gibi. Birinin sanatın farklı dallarında diğerinin bilimin değişik alanlarında yaratıcı olması örneğini çoğaltabiliriz. Biri “A” konusunda başarılı, diğeri “B” konusunda başarılıdır. Ama “B” konusunda - alanında başarılı olan “A” konusunda eksik değildir, sadece ondan farklıdır. “A” için de aynı şeyler geçerlidir. Bunlar zenginleşmeyi, çoğalmayı sağlar.

Yaratıcılık bir süreçtir: Önce problemin net bir şekilde tanımlanması gerekir. Bunun için bilgi toplanmalı. Araştırma geniş kapsamlı ve çok yönlü yapılmalı. Farklı çözümler bulunmalı ve uygulanmalıdır. Edinilen - bilinen bilgilerden yeni bilgiler üretilebilmeli. Başkalarının düşünmediğini düşünmek, farklı alanlarda araştırmak, yeni gözlemler yapmak yaratıcılık niteliklerini taşır ve geliştirir. Tek fikirde kalmamak, çok fikir üretmek ve varyasyonlar yapmak yaratıcılığın gerektirdiklerindendir.

Yakınsak ve somut düşünceyle yaratıcılık gerçekleşemez. Yakınsak düşünce, farklı ilişkiler kurmayı engeller. Sıradan, hemen akla gelen en yakın olasılık üzerinde durur. Yakın ilişkiyse hemen herkesin düşünebileceği bir durumdur.

Iraksak ve soyut düşünce, mevcut bilgiyi de kullanarak değişik yanıtlar üretilmesine neden olur. Bunlar özgündür. Iraksak düşüncede çağrışım ve ifadelendirme akıcılığı söz konusudur. Iraksak düşünce farklı çözümlere ulaşırken, yakınsak düşünce tek bir çözümle yetinir. Okuma, inceleme, sorgulama, eleştirme, ıraksak düşünme zaman gerektirir.

Eğitim sistemi bilgi tekrarı olmayan, farklı çözümler üretebilen, ıraksak ve soyut düşünebilen bireyler yetiştirmek üzerine kurulmalıdır. Bunlar yaratıcılık yöntemi çerçevesinde olur. İlerlemenin, dünyadaki yerini sağlıklı almanın yolu budur.

Yaratma eylemi içinde yararlanılan temel kaynaklardan biri sezgidir. Sezginin kuvvetli ve nitelikli olması bilgili, birikimli bir araştırmacı olmayı gerektirir. Önemli olan sezgiyi eyleme dönüştürmektir. Sezgi, hangi alanda olursa olsun bilinçaltından gelen bir değer yapısıdır. Bunun oluşturduğu süreç tüm eğitim alanlarında izlenip eğitilebilir.

Yaratıcılık çok boyutlu bir olgudur. İnsanın doğasında seçmek, beğenmemek, daha iyiyi istemek vardır. Bize sunulanlara eleştirel bakmak kadar yeni önermelerde bulunmak gerekir. “Beğendim, kabul ettim ya da etmedim, güzel olmuş” demenin çok ötesinde, derinliğine bir eleştiri ayrıntısında bulunmak önemlidir. Eğitimle eleştirel bakış bilinçlenecek ve gelişeceklerdir...

Salt başkalarının problemlerini çözmek değil, kendi problemimizi yaratarak onu çözmeye uğraşmak, sadece başkalarının sorularına yanıt aramak değil, soru sorarak yaşamak ve eğitim içinde böyle yer almak, hiç kimsenin düşünmediğini birleştirerek yaratmak, yaratıcılığın anlamını bilimsel bağlamda ele alarak gerçekleştirmek önemlidir. Yaratıcılık, yoktan var etmek değil, var olanlar arasında kimsenin düşünmediği, düşlemediği ilişkileri kurmaktır. Yaratıcılığı geliştirilmiş insan yaptıkları ve düşünü sistemiyle diğerlerinden her anlamda farklıdır. Bu nedenle yaratıcı yöntemlerin eğitimin içinde önemle yer alması, güzel bir dünyanın temeli açısından önemlidir.

Yaratıcılığın reçetesi yoktur, bireye göre değişir. Ama bu, öncelikle öğrenciyi farklı bir kişilik olarak kabul etmekle olur. Kassel Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinden Prof. BOSH’a fakülteye 25 öğrenci almasını söylemişler. Başvuru 400 kişi olmuş ve BOSH hepsini almış. İtiraz edilince de “yeteneksiz insan yoktur, farklı yeteneklerde insan vardır. ” Demiş.

Yaratıcılık insan varlığı ile birlikte yaşam bulan bir olgudur ve değişim, gelişim demektir. Eğitim çerçevesinde yaratıcı düşünmenin bilgi çağında, bilgi üretme ortamında gerçekleştirilmesi ve geliştirilmesi gerekir. Yaratıcılık söz konusu olduğunda yeni deneyimlere açık olunmalıdır. Yaratıcı düşünce, tüm bilgileri kullanmak durumundadır. Dolayısıyla bilgiler, veriler çoğaltılıp yoğunlaştırılarak yaratıcılık geliştirilebilir. Bunun için kitap okuma alışkanlığı önemlidir. Akademisyenin öğrenciyi iyi tanıması lazımdır. Bu anlamda çağdaş eğitim anlayışıyla – birey eğitimi ile kitle eğitimi bağdaşamaz. Çünkü kitle eğitimi, katılımsız ve öğrenciye dayatma şeklinde gerçekleştirilir. Ayrıca öğrenciyi sağlıklı bir şekilde tanımak mümkün değildir. Seçme, yorumlama ve yenileme çerçevesinde öğrenci bir kavramı, bir duyguyu, düşünceyi, bir algıyı benimsediği, tercih ettiği malzemeyle gerçekleştirir. Ama bu seçim eğitimci tarafından yatsınırsa ya da yapılırsa öğrenci kişiliği yoksanmış demektir. Halbuki kişiye özel eğitim yapıldığı sürece “yaratıcılık” olgusu yerini bulur. Düşünme, algılama, kavrama yetileri böyle gelişir. Eğitimde yaratıcılık böyle yaşam bulur.

Yaratıcılık, tüm zihinsel yetileri geliştirmede rol oynar. Bu yetiler, doğru yöntemleri olan eğitim sisteminde, bilgiler arasında yeni ilişki ve bağlantılar kurarak ilerletilir. Yaratıcılık eğitim yoluyla geliştirilir. Tabii koşulları oluşturulursa… Koşullar salt okul – üniversite tarafından hazırlanarak sağlanamaz. Öğrencinin de yaratıma uygun bir yapısı, bir cabası olması gerekir. MONTAIGNE’nin dediği gibi; “bana şunları şunları verselerdi neler yapmazdım,” gibi mazeretlerin ardına saklanmamak gerekir. İnsan isterse olanakları zorlar ve yaratır.

Yaşamak öğrenmektir, öğrenmek yaşamaktır. Öğrenme biterse yaşam da biter. Bu bağlamda öğrenme bir gereksinmedir. Ve İnsan gereksinme duyduklarını, ilgi duyduklarını öğrenmek ister. Öğrenci, kendinden ve kendi öğrenmesinden sorumludur. Bu sorumluluğu biz akademisyenler taşıdığımız sürece öğrenme değil, öğretme söz konusu olacaktır. Öğretim elemanının görevi; verimli öğrenme ortamı sağlamaktır. Öğrencinin öğrenmesine olanak tanımaktır. Tabii bilgilerini ve deneyimlerini gerektiğinde, yeri geldiğinde ve özellikle soru sorulduğunda öğrenci ile paylaşmalı ve aynı paylaşımı öğrenciye tanımalıdır. Karşılıklı görüş alışverişinde bulunmalı, öğrencinin yaratıcılığını kullanabileceği, geliştirebileceği konu ve yöntemlerle ders işlemelidir. Yaşam yaratıcılıkla değiştiğine ve geliştiğine göre, yaratıcılık her alanı - bilimi, sanatı, yaşamı – kapsar. Bu bağlamda her yerde, her an bu olguyla yaşamak önemlidir. İlginin doğru eğitilmesi bireyin gelişimine neden olur. Kendimizi yaratarak ifade ederiz. Herkes kendi altyapısıyla, kendi yaratımıyla var olmak hakkına sahiptir. Birey kendi kültürünü oluşturarak doğayı değiştirme eylemine katkıda bulunulabilir. Konu, yöntem, ortam buna göre organize edilmelidir. Bu sebeple eğitim ve sınav sistemimiz çok ciddi şekilde sorgulanmalıdır. Tesadüfen kazanılan bir dalda yaratıcılık konusunda çok da başarı beklenmemelidir.

Eğitimde öğrenciye söz hakkı tanıma, düşündüğünü söyleme şansı verilmelidir. Öğretim elemanının yönetme biçimi, müdahale etme değildir. Yönlendirme, organize etme, yaratıcılığı ortaya çıkartacak davranış biçimine ortam hazırlamadır. Öğretmen-akademisyen doğru yanıtları öğrenciye dikte etmek yerine, onu düşünmeye, araştırmaya sevk ederek yaratıcı süreç içine sokmalıdır. Öğrenciyi farklı yollardan aramaya yönlendirmelidir. Eğitimci öğrenciye ve eğitime yeteri kadar zaman ayırmalıdır. Ayrıca Yapıcı eleştiri, olumlu tavır için bir göstergedir. Eğitimin ereklerinden biri de öğrenciye özgüvenini sağlamaktır.

Eğer bir eğitimin çekirdeğini “yaratıcılık” olgusu oluşturacaksa, yaşama geçirilecek yöntemin, müfredat programının doğru olması gerekir. Ayrıca uygulayıcı – yönetici ve eğitimci -yapılarının önemi büyüktür. Çağdaş eğitim anlayışında yönetici, öğretim elemanı, öğrenci arası sağlıklı iletişim eğitsel bağlamda gereklidir. Yöneticinin ve kurumdaki herkesin çağdaş tavrı eğitimin geleceği için çok önemlidir. Pedagojik dayanağı olmayan yöneticiden, eğitimciden - akademisyenden, öğrenciye yaratıcılık sürecini gerçekleştirecek bir ortam hazırlaması beklenemez.

Bir ülkenin gelişimi basmakalıp bilgi yinelemelerinin yaşam bulduğu eğitim tarzıyla değil, ütopyaların arkasında durmakla, hayal gücünü, beynin sınırlarını zorlamakla olur. Bu da eğitimde yaratıcılığın ön plana alınmasıyla gerçekleşir.
Hayal gücü geliştirilen birey bunu her alana uygulayacaktır.

Eğitim; bilim, sanat, sosyal vs. dallarında yetişme, gelişme ve değişme eylemidir, etkinliğidir. Eğitimde iletişimin, organizasyonun sağlıklı olması kadar isteklendirme çok önemlidir. Eğitim, paylaşmaya, dayanışmaya, saygıya, sevgiye bağlıdır. Çünkü eğitim, bireylerin yaşam içindeki yerlerini almalarını sağlamaya yöneliktir.

Eğitimle yaratıcı düşün yeteneği geliştirilir. Yaratıcılık bir süreçtir. Öğrenci çalışmaları izlenerek yaratıcılık süreci eğitilebilir. Bu nedenle eğitim sürecinde yaratıcılık, nefes almak kadar vazgeçilemez olmalıdır. Önemli olan, olaylara, fikirlere, davranışlara, nesnelere farklı bakmak, değiştirmek ve farklılaştırmak istemektir.
İnsan varlığındaki akıl ve duygu yönünün doğru kullanılması değişimin bir göstergesidir. Bu gösterge eğitimde ne kadar doğru yöntemlere oturtulursa başarı, sıçrama ve yaratıcılık o denli büyük olur. Şunlar hiçbir zaman akıldan çıkarılmamalıdır; yaratıcılığa giden yol gereksinmeden, duyarlılıktan, meraktan, hayalgücünden geçer.

Tek kitap, tek insan, tek çalışma insanı hem kısırlaştırır hem de karşısındakinin kişiliğine büründürebilir.
Çokluk tartmayı, değerlendirmeyi, zenginliği içerir. Her yöne geniş açıdan bakmakla donanımlı olunur. Bunun yaratıcılığa, kişilikli yaşamaya kararlılığa ve eleştirel bakmaya katkısı vardır.

Alan okulunun veya genel lisenin üstü olan Yüksek Okullara, Fakültelere gelmeden iyi bir alt yapı oluşturulmalıdır. Yaratının, yaratmanın değeri çok erken yaşlarda kazandırılmalıdır. Eğitim ana karnında başlar okul ve çevrede devam eder. Yeni yöntemler sınanırken beyinler doldurulmamalı. İlgi ve kapasite, yaratı farklılıkları göz ardı edilmemelidir. Bu olguyu zenginleştirmek aileye ve öğretim elemanlarına düşer.

Eğitimde çoklu zeka değerini bulmalıdır. Öğrenci birbirleriyle mukayese edilerek değil, kendi geçmişiyle ele alınarak değerlendirilmelidir. Konu seçimine, araştırma alanlarına ve karar vermeye kadar her şeyde öğrenci kişiliğini ortaya koymalıdır. Kısacası öğrenci kendi eğitiminde söz sahibi olmalıdır. Burada öğretim elamanına düşen görevlerden biri, öğrenciye kendini eğitme olanağı tanımak, oto kontrolünü sağlamasına fırsat vermektir. Bu arada sanat kadar bilimle, bilim kadar sanatla da ilgilenmek bilmek-hissetmek, mantık-sezgi arasında gidip gelmeler yaşamı, yaratmayı daha da hareketlendirecek ve zenginleştirecektir. Daha çok araştırma yapanlar, daha az araştırma yapanlara göre yaratıcılıkları çok fazla gelişir.

Yüksek not öğrencinin hedefi olmaktan çıkarılmalıdır. Tek doğrulu sınav sistemi çoklu düşünmeyi, araştırmayı engellediği için gereğinden çok eğitim yaşamında yer almamalıdır. Çünkü öğrencinin sınav sorularına yanıtı yazarak, kompoze ederek vermediği için kendini ifade etme olanağı yoktur. Sınavın test usulü yapılması yaratıcılığı engellemekte, yakınsak düşünceyi teşvik etmektedir. Bu nedenle test sistemi tartışmaya açılmalıdır. Eğitim başkalarının hazırladığı sorulara çarpı işareti koymak değil, bütünselliktir, anlamdır, anlatmaktır, yaratmaktır. Sınav yerine, istenilen konuda araştırma yaptırılıp, dosya hazırlatılarak da değerlendirme yapılabilir. Öğrencilerden proje istenebilir… Ayrıca öğrenciler, gerektiğinde grup çalışmalarına katılmalılar. Beyin fırtınası içinde yer almalılar. (A.OSBORN )

Yaşamı biçimlendirme ve değiştirme, bize sunulanı kabul etmeme sanatı, bilimi ve eğitimi doğurmuş, geliştirmiş ve çeşitlemiştir. Başka alanlardan beslenme farklı ilişkilendirmede kendini mutlaka gösterecektir. Disiplinlerarası anlayış buna olanak tanıyan güzel bir olgudur.

Yale Üniversitesindeki Tıp Fakültesi öğrencileri bir tanıyı doğrulayan ayrıntıları gözden sık sık kaçırıyorlarmış. Bu öğrencilere Güzel Sanatlar dersi verilmeye başlanmış. Sonuçta bu dersi alan öğrencilerin tanı yetilerinin geliştiği görülmüş. (Cumhuriyet Bilim Teknik Dergisi). Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi eğitimine sanatı - müzeyi çok ciddi şekilde sokmuştur. YALE BRİTANYA SANATLARI MERKEZİ (Aklın Yeni Sınırları – D. H. PİNK )

Avukatlar, mahkeme salonlarında daha doğru, sağlıklı savunma yapabilmek için sanat eğitimi almakta sergi, video izlemekteler.” (Aklın Yeni Sınırları–D. H. PİNK)
Yaratmak için algı zenginliği gereklidir. Bu nedenle hangi alanda okunursa okunsun özellikle görsel zeka, gözlem ve bellek eğitimi önemlidir. EİNSTEİN’in görsel düşündüğünü unutmamak gerekir.

Bakmayı öğrenmek, ayrıntıda gezinmek algıyı, duyuları geliştirdiği kadar zihni yetileri de olumlu etkiler. Algılama, düşünme ve her şeyden öte bunu ifadelendirmek önemlidir ve cesaret gerektirir. Rollo MAY’ın dediği gibi; “Yaratma Cesareti” Bize verilenleri yıkma, parçalama ve yeniden kurgulama – birleştirme cesaret ister. Yaratma söz konusu olduğunda cesaretli olmak ve riske atılmak gerekir.

Yaşadıklarımdan paylaşımlar; dünyaca tanınmış İngiliz tasarımcı Ross LOVEGROVE küçükken annesi çay yapmak için çaydanlığı ocağa koyduğunda çaydanlığın içinden gelen sesleri merak eder, etrafında dört dönermiş. Tasarımcı olduğunda çaydanlık tasarımı siparişi almış ve çaydanlığı şeffaf yani camdan yapmış. Eğer içeride neler olduğunu merak etmeseydi böyle bir çaydanlık düşünemeyebilirdi. Yine aynı tasarımcıdan bir başka örnek; gittiğim sempozyum salonunun sahnesinde kocaman bir merdiven fotoğrafı asılıydı. Bakar bakmaz DNA sarmalından esinlenerek yaptığı anlaşılıyordu. Zaten üzerinde de “DNA Merdiveni” yazıyordu. Ancak Tasarımcı konuşmasında, “bana bunu yaptıran DNA değildi, hayallerimdi,” dedi. Bir gün de pet şişesi tasarımı istenmiş, su için. Önce kendine sormuş. “Su en çok nereye yakışır, ne de yaraşır?” Diye. Başını kaldırmış ve yanıtı bulutta görmüş. Bize sempozyum sonunda içi su dolu olarak hediye edilen tasarımı LOVEGROVE ait her elin kavrayabileceği bulut şeklinde bir şişeydi.

Yaratıcı düşünce sorularla oluşur. Neden, nasıl, niçin, nedir, ne kadar, ne söylenebilir gibi… Bunlara yanıt aramak yaratıcı sürece neden olur. “Bu konuda ben olsaydım ne yapardım, daha başka ne yapabiliriz” gibi sorular çeşitliliği, çok yönlü araştırmayı beraberinde getirir. Ayrıntıya girilmesini sağlar.

Yazar kitabı basılmaz, matbaa kurar. Ressam resmi sergilenmez, galeri açar. Bunu yapabilmeliyiz. Ve gerektiğinde çalıştığımız kurumu, öğrenciyi ters yüz edebilmeliyiz, aynı şekilde kendimizi de…

Şakacılık ve yaratıcılık; espriyle yaratmak, ciddiyetle olduğu kadar…
Her gün bir şey yapmak…
Kendimize ve fikirlerimize inanmak…
Bozmaktan korkmamak… Her söylemin farklı yollarına dalmak… “Doğru, tek değildir. Yanıt, tek değildir” diye yaşamak…
Sonuç olarak; kendimiz hakkındaki düşüncelerimizi değiştirmekle yaşamımızı değiştirebiliriz. Ve unutmayalım; herkes değerlidir - HER ÖĞRENCİ DEĞERLİDİR ve her birey yaratıcıdır.

*** *** ***

GORDON’ a göre;
1- İnsanların yaratıcılık süreçleri tanımlanabilir. Bu tanım öğretilebilir bir yöntem halinde hem bireylerin hem de grupların yaratıcı üretimlerini arttırır.
2- Bilim ve sanattaki yaratıcılık eşdeğerdir ve aynı bilinçaltı süreçten yararlanırlar.
3-Kişisel yaratıcılık süreci ile grup yaratıcılık süreci arasında benzerlik vardır.

WALLAS’a ( 1921 ) göre zihinsel faaliyetler şöyle bir süreç izliyor.
• Hazırlık - sorunu benimseyip ele almak gerekir.
• Kuluçka - bir konu üzerinde uzunca çalıştıktan sonra dikkat başka bir konuya çevrilir. Kuluçkaya yatırılan konuya dönünce yaratıcılıkta sıçrama söz konusu olabilir.
• Aydınlanma
• İspat - Doğrulama evresi, özgün bir yapıt ortaya çıkar.

* CORBUSIER, “yaratıcılık, sabırlı bir araştırmadır.”

* “Yaratma ediminde, inorganik olanla tinsel olan, real olanla irreal olan, akılsal olanla duygusal olan, bilinçli olanla bilinç dışı olan, mikrokosmik olanla makrokosmik olan, arkaik ya da geleneksel olanla çağdaş olan, yöresel olanla evrensel olan, bireysel olanla toplumsal olan uyumlu birliğe ve bütünlüğe ulaşırlar.“ (Süleyman VELİOĞLU )

* E. P. TORRANCE’e göre yaratıcılık; “boşlukları, rahatsız ediciliği ya da eksik ögeleri sezip, bunlar hakkında düşünü ya da varsayımlar kurmak, bunları sınamak, sonuçları karşılaştırma ve olasılıkla bu varsayımları değiştirip yeniden sınamaktır.”

* “Yaratıcılığın zaman içinde süreç olarak izlenmesinin gerekliliği kadar çevre koşulları ve kişilik özellikleri de göz önünde bulundurulmalıdır.” (H.S.YAVUZ )

* J. DEWEY’ e göre “eğitim sosyal değişime açılan bir yoldur”. Daha iyiye, daha güzele, daha insansılığa yürümek gerekliliği kaliteli bir yaşamın denek taşlarıdır.

* Oregon Üniversitesinden J. D. EWAN, “en fazla kaynaktan yararlananın en yaratıcı olduğunu” iddia eder.

* F. NİETZSCHE; “Kim temelde öğretmense, öğrencileriyle ilgili bütün her şeyi ciddiye alır, kendini bile” diyor ve ekliyor “yetenekli olmak yetmez: buna izin vermemizde istenir”.

* Maria MONTESSORİ’ ye göre “eğitim, öğretmenlerin çocuklara sözcüklerle anlattıklarıyla değil, çocukların fiziksel ve sosyal çevrede geçirdikleriyle gerçekleşir.”

* ERASMUS, ”Bir ulusun gerçek umudu, gençliğinin iyi eğitilmesinde yatar.” Demiştir.

*** *** ***

Neler yaratıldı reddedildiğinde ya da farklı birleştirimler yapıldığında:

* THOMAS ADAMS, sakız fikrini kabul ettiremez, kendi şirketini kurar, milyarder olur.
* General Motors SANAT işinde
* 18 in yarısını söyleyiniz. 1 ve 2 yuvarlak, 1 ve 8 vs.
* AYNA KOYARAK beklemeyi sıkıcı olmaktan çıkartmak (PROBLEM ÇÖZME )
* EISTEIN, bir ışına binip, uzayda yol alan birinin gözünden dünyanın nasıl göründüğünü merak etmiş… EINSTEIN, nadiren sözcüklerle düşünür, kavramlar kafasında şekiller olarak canlanır, ondan sonra bunları sözcüklere ve formüllere dönüştürürmüş.
* MAN RAY, kadın gövdesini bir ÇELLO olarak görürmüş.
* Mimar Frank Llyod WRIGHT evleri tek tek değil dünyanın birer parçası olarak düşünmüş.
* Ray BRADBURY, en iyisini yazmadan yıllarca yazdı.
* Bazen çok çalışmak EDİSON gibi defalarca deney yaparak bulmak bazen de tesadüfen bulmak; KETTEERİNG gibi; motoru sessiz çalıştıracak benzini böyle buldu. * BİLL BERNBACH; “Sıçrayabilmek için bilgi yaylarına gereksinme vardır.” Der. * Yaratmak için CESARET gerekir. CESARET; korkusuzluk demek değildir. (KIERKEGAAD, HEMİNGWAY, NIETZCHE, SARTRE, CAMUS ) CESARET; tehlikeye, korkmuş olamaya ve kendini tükenmiş hissetmeye karşın İLERİ ATILMAK demektir.

Birleştirmek kadar değiştirmek önemlidir.

* FREUD, tedavi yöntemlerini değiştirdi.
* Van GOGH, çiçeklerin zihnimizdeki yerleşik şeklini değiştirdi.
* PİCASSO kadına dair zihnimizdeki yerleşik kuralları yıktı.
* DAVİD OGİLVY, reklam metni yazım kuralını yıktı.
* PETE GOGOLAK, amerikan futbolunda topa nasıl vurulacağının kurallarını yıktı.
* CHARLES EAMES, sandalyenin neye benzemesi gerektiği kuralını yıktı.
* BEETHOVEN, senfoni müziğinin kurallarını yıktı.
* GAUDI, binaların nasıl olması gerektiği kuralını yıktı.
* FANNY FARMER, yemek kitaplarının nasıl yazılması kuralını yıktı.
* PASTEUR; salgınların geleneksel tedavi yöntemlerini yıktı.
* DALİ, düşleriyle sanatı birleştirdi ortaya GERÇEKÜSTÜCÜLÜK çıktı.
* HUTCHINS; zil ile saati birleştirdi. ÇALAR SAATİ buldu.
* PAÇAVRA ile SOPA birleştirildi saplı YER PASPASI oldu…
* NEWTON gel-git ile ağaçtan düşen elmayı bir araya getirdi yerçekimini buldu. * DARWİN İnsan hastalıkları ile türlerin üremesini bir araya getirdi, “DOĞAL SEÇİLİM” yasası çıktı.
* GUTENBERG; Metal para presi ile şarap presini bir arada kullandı MATBAA ortaya çıktı.
* NEWTON; gel-git ile ağaçtan düşen elmayı bir araya getirdi YERÇEKİMİNİ buldu.
Elma+ay+hareket; düşmek ilişkisi…
( Farklı ilişkilendirme alıntıları; PİNK, D. Aklın Yeni Sınırları - MediaCat yay.-FOSTER, J. Fikir Nasıl Bulunur - MediaCat yay.)

*** *** ***

ÖZETÇE

• Öğrencinin yaratıcı duruşunu anlatan vizesinden “yaratıcı eğitime” bakış
• Yaratıcılığın tanımları - yorumları
• Çağdaş eğitimin tanımları – yorumları
• Eleştiri ve öneriler
- Öğrenci acısından yaratıcılığa ve eğitime bakış
- Eğitimci – Akademisyen duruşundan yaratıcılığa ve eğitime bakış
• Alıntılarla yaratıcılığa bakış
• Örneklerle yaratıcı bakışın zenginleştirilmesi
• Kaynaklara bütünsel bakış

KAYNAKLAR

* YAVUZ, H.S. Yaratıcılık-BÜ yay. 1994
* BÜYÜKİŞLEYEN, Z. Sanat Eğitimi-Meteksan yay. 1977
* BECER, E. İletişim ve Grafik Tasarım-Dost Kitapevi 1997
* NİETZSCHE, F. İyinin ve Kötünün Ötesinde Bir Gelecek Felsefesini Açış-Ara yay. 1990
* GÜNDÜZ, V. Cehenneme Övgü Gündelik Hayatta Totalitarizm-Ayrıntı yay.1996
* FROMM, E.Sevgi ve Şiddetin Kaynağı-Payel yay.1979
* ERBİL, H. Sanat Felsefesi Tartışmaları-Ekin yay. 1990
* DENEL, B. Temel Tasarım ve Yaratıcılık-ODTÜ
* ÇELLEK, T. Ortaöğretimde Görsel Sanat Eğitimi Konusunda Yapılan Çalışmaların Analiz ve Yorumu-Yüksek Lisans Tezi 1991
* DORUK, B. Temel Dizayn-Öğretim Programını geliştirme Üzerine Bir Çalışma/İTÜ
* COUDWELL,C. Yanılsama ve Gerçeklik - Pavel yay. , 1974
* BERGER,T. Görme Biçimleri - Metis yay.1986
* İTÜ Bülten Tasarlama Eğitimi 1 – 2 , 1985
* BAŞARAN, İ.E. Eğitim Yönetimi -Matbaa 1983
* BAŞARAN, İ.E. Eğitime Giriş - Sevinç Matbaa 1973
* READ, H.Sanatın Anlamı -İş Bank yay. 1974
* FİSHCER,E. Sanatın Gerekliliği - Kuzey Yay. 1985
* VELİOĞLU,S. İnsan ve Yaratma Edimi İş Bankası Yay. 2000
* ROUQUETTE, M.L.Yaratıcılık - İletişim Yay. 1992
* MAY,R.Yaratma Cesareti -Metis Yay.
* SUNGUR,N.Yaratıcı Düşünce -Özgür Yay.
* SAN,İ. Sanatsal Yaratma Çocukta Yaratıcılık - İş Bankası Yay.
* ÜSTÜNDAĞ,T. Yaratıcılığa Yolculuk- Pegem Yayıncılık Kasım 2002
* ROBİNSON,K. Yaratıcılık Aklın Sınırlarını Aşmak - Kitap Yayınevi Nisan 2003
* SAN,İ. Sanat ve Eğitim/Yaratıcılık, Temel Sanat Kuramları, Sanat Eleştirisi Yaklaşımları–Ütopya Yay
* FREİRE,P. Ezilenlerin Pedagojisi Ayrıntı Yay. 2003
* PİNK, D. Aklın Yeni Sınırları - MediaCat yay.
* FOSTER,J. Fikir Nasıl Bulunur - MediaCat yay.
* MOZOTA,B.B. Tasarım Yönetimi - MediaCat yay.
* UÇAR, T.F. Görsel İletişim ve Grafik Tasarım
* BONO De E. Çocuklar Sorun Çözüyor – İnkılap Yay.
* BRESSON R. Sinematograf Üzerine Notlar – Nisan Yay.

http://www.tulaycellek.com

“YARATICILIK” YAZILARIM

http://www.tulaycellek.com/tulay/eser.asp?id=548
YARATICILIK” SEMİNERİMİN İÇERİĞİ

http://www.tulaycellek.com/tulay/eser.asp?id=267
YARATICILIĞIN EĞİTİMDEKİ YERİ

http://www.tulaycellek.com/tulay/eser.asp?id=332
YARATICILIK VE ÖĞRENME

http://www.tulaycellek.com/tulay/eser.asp?id=313
YARATICILIĞIN YAŞAMDAKİ YERİNDE EĞİTİMİN ROLÜ

http://www.tulaycellek.com/tulay/eser.asp?id=20
YARATICILIK VE EĞİTİM SİSTEMİMİZDEKİ BOYUTU

http://www.tulaycellek.com/tulay/eser.asp?id=312
BİLİM, SANAT VE EĞİTİM ÜZERİNE

http://www.tulaycellek.com/tulay/eser.asp?id=532
GELECEĞİN ŞEKİLLENMESİ İÇİN EĞİTİMDE YARATICILIK

http://www.tulaycellek.com/tulay/eser.asp?id=2
SANAT VE BİLİM EĞİTİMİNDE YARATICILIK

http://www.tulaycellek.com/tulay/eser.asp?id=566
SANAT VE EĞİTİMİNDE TASARIM VE YARATICILIK ÜZERİNE

http://www.tulaycellek.com/tulay/eser.asp?id=131
“NOKTA” ÜZERİNE

http://www.tulaycellek.com/tulay/eser.asp?id=224
Özgeçmiş - TÜLAY ÇELLEK





































































Tülay ÇELLEK








<< Geri Dön [Okunma: 4065 ]


[ Yukarı çık ]    



© Her hakkı saklıdır.