Tülay Çellek -

fo35Zaman, Kitap, Resimin Arkasindaki Giz

EVIM VE GIZEMIM


Nereden baslasam? Sevdiklerim, özelliklerim yan yana, alt alta, iç içe…

Zitlik… Inanilmaz bir sekilde beni biçimlemis. Yapim zitlikla anlatilabilir, yaptiklarim da…Zitlar birliginden yola çikarak…

Zaman… Ne çok bagimlisi oldugum. Gece, gündüz, yaz, kis… Denizde, mutfakta, yolda…

Kitap… Ne çok yasantima serilmis. Bu konuda panik yasiyorum adeta. Okunacak o kadar kitap var ki. Hepsini okumaya vaktim yetmeyecek endisesi sömürür çogu kez ruhumu. 6 satir mi yazacagim, en az 6 kitap okumaliyim. Ayrica eski okuduklarima tekrar bakmaliyim. Her yil, her gün ne yapacagimi yazdigim ajandamda kitap listelerim uzar gider. Çogunu alamamisimdir. Aldiklariminsa üzerlerini çizmisim. Animsiyorum sevinçle yapardim bu isi. Bir ögrencime, “yaraticilik” konusundaki sinav kagitlarinda önemsediklerimin, ilginç bulduklarimin altlarini çizdigimi söylemistim. Mutlu olmustu, diger hocalari gibi üstlerini çizmedigim için. Çizgiler ne çok anlam tasiyor yasantimizda. Alta çizilenlerle, üste çizilenler ne çok fark ediyor varligimizda mutluluk ya da mutsuzluk adina. Ögretmenligim ilk yillarinda kitaba düskünlügüm nedeniyle yanima getirilen kitap pazarlamacisindan aldigin 10 cilt kitabi agirlayan, odamin zemininde bir kösesi olmustu. Sonra yillardir kitaplarimin agirligindan egilip bükülen her gelen misafirimin de dikkatini çektigi için uyarildigim kitapligimda zevkle yerlerini almislardi. Bu kadar olur simdi bunu yazarken bir ögrenci geldi. Bir derginin mayis sayisini ariyor ve bulamiyorlarmis. Isin fenasi bu dergiden sinavda sorumluymus. Dergi bende vardi ve çok sevinerek gitti. Iste o kitaplik yillarca kahrimi çekmisti ve benimle birlikte bir iki ev de görmüstü. Kapali tarafin kapaklarini sökmüstüm. Katlari yetersizdi üst üste dizilen kitaplarin altlarindan aldiklarim zorlardi beni. Ve bir gün o an geldi çatti. Dayanamadi kitaplarin agirligina bacaklari, disa dogru açildi ve bir daha da kalkamadi. Arkadaslarimin dilinden kurtulmustu. Ama olan bana olmustu. Kitapliklari dolastim bunu almadan önce ki bu zaten kanepemin uzantisiydi, yine epey kitaplik almak için dolasmis parasi çok gelince ona verecegim parayi kitaba veririm diye durmadan vazgeçmistim. Bu sefer de öyle oldu uzun zaman. Sonra ucuz olur diye Gerze’de yaptirmaya kalktik. Ama Istanbul’a tasima sorunu çikti. Otobüsün bagajina sigmadi. Sonra Istanbul’dan aldim. Daha genis ve katli olandan. Kitaplarim ve ben bir süre rahatladik. Simdi mi? Sormayin yine tiklim tiklim. Hem Fakültedeki hem evimdeki. Halbuki alacagim o çok kadar kitap var ki…

Saatim, sabahlari uyandirma vazifeli. Evimin kitaplar kadar degerli esyasi, can yoldasim. Kolumda, duvarimda ve masamda…

Sira geldi akrilik boyanin rahatligiyla bir heves yaptigim resimlere. O tuvallerde babamin emegi yatar çerçevesini çakan komsumuzdan sonra. Bezleri birlikte germis, çivilerini sevgili babam çakmisti. En büyük zenginligi ailesi olan babam. Onu çok özlüyorum, pencerem annem gibi, yasantimin danteli dostlarim. Beni hiç aldatmayan, hayal kirikligina ugratmayan can dostlarim. O gördügünüz sert dikdörtgenlerin altinda yumusacik çizilmis portreler var. Hem kullanilan çizgileri ve lekeleri yumusak hem de yüzlerindeki ifadeler yumusacik, masum. Ama o yufka yüreklilik sertliklerle örtülmüs. Belki de hüznü görülmesin diye. Kirildigimda içime kaçarim. Ve derler ki yine duvar ördün. Çoktan örülen duvarlari yükseltmekle mesgulken. Iste sonra yok edilen bir seri resimler böyle çikti bir yogunlukla…Görenler altindakileri çogu kez fark etmediler bile. Esas gerçegi. Yogun duygulanimlarimi. O sertliklerin altina gizli kaldi hep. Bir ben bildim, bir de derinliklerime girmesini hayal ettiklerim…Ya arkadaki gökyüzü, sonsuzluk, mavi… Bir dünyam da o. Beni sarmalayan, uçuran, büyülten, rahatlatan…

Fotografin kompozisyonu… 4 parçadan olusan. Saatin yuvarlakligi kitaplarin dikey sertligine zitlik olusturmus. Aslinda evimin badanasi çok sevdigim açik mavi ama burada sararmis solmus. Kitaplarin yatayligi, dikeyligi, tablolardaki yataylik dikeylige kosut adeta, yasamdaki gibi. Kütüphane ve kitaplarin olusturdugu büyük leke, yapitin o tarafina agirlik vermis. Iyi ki tablolardan biri diger tarafa tam yanasmis. Aslinda bunu da kestim yine… Kesilen bir sürü hüzün, bir yigin mutluluk gibi…

Kod adi: fo35
Yili: Vardir bir 22 - 23 yili
Mevsim: Bahar olsa gerek
Çekim yeri: Istanbul


Tülay ÇELLEK


[ 2887 / 9.2.2004 ]